Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı Bölüm 10 Verilen Talimatlar ve Alınan Yetkiler Hazırlanan Tayin emrine göre Mustafa...
Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı
Bölüm
10
Verilen
Talimatlar ve Alınan Yetkiler
Hazırlanan Tayin emrine göre
Mustafa Kemal o sıralarda geliştirilmekte olan ordu müfettişlikleri tasarısı
uyarınca, daha önce Yakup Şevki Paşa'nın [1] (Gerçekte,
Yakup Şevki Paşa mütarekeye aykırı hareketlerinden dolayı İstanbul'da İngiliz
işgal ordusu kumandanı General Milne'e hesap vermek üzere İstanbul'a
çağırıldığını, Şubat 1919 ortalarından itibaren biliyordu. Göz rahatsızlığını
ileri sürerek yola çıkmasını geciktirebilmişti. Fakat, İngiliz karargahının
ısrarı karşısında, en nihayet hükümetin emrine uyarak İstanbul'a gelmiştir.
Yakup Şevki Paşanın İstanbul'a geri çağırılmasının gerçek sebebini
"Mütareke sıralarında Elviyei Selasedeki Türk ordusunun tam mevcutlu ve
teçhizatlı olarak Erzurum bölgesine çekmeye muvaffak olası"nda aramalıdır.
Bu suretle, Erzurum'da kuvvetli bir Tük Ordusu bulundukça, buralarda bir
Ermenistan kurulamayacaktı.-Tevfik Bıyıklıoğlu, Age s. 87.) Yakup Şevki alınmış ancak M. Kemal'in Erzurum'a gelerek işi eline
alması İngiliz planını büsbütün suya düşürmüştür.) komutası altında
bulunmuş olan Doğu Anadolu'daki 9. kolordu'nun müfettişi oluyordu.
Harbiye
Nezaretinin M. Kemal Paşaya yaptığı 6 Mayıs tarihli tebligatta aynen şöyle
denilmektedir.
"…vezaifi
alileri hakkında Meclisi Vükelaca ledettezekkür kaleme alınan bir kıt'a
talimatname sureti merbuttur."
Bundan
anlaşılıyor ki, 30 Nisan ile 6 Mayıs arasında Meclisi Vükela M. Kemal Paşaya
verilecek görev ve yetkileri görüşmüştür. Ayrıca, Harbiye Nezaretinin 7 Mayıs
tarihli bir yazısına cevaben Sadaretten gelen 18 Mayıs tarihli yazıda,
talimatnamenin Meclisi Vükelada okunduğu ve münderecatının muvafık görüldüğü
açıkça ifade edilmektedir.
- Samsun olaylarının tahkiki göreviyle 9. Ordu Kıtaatı Müfettişliğine tayin edilen M. Kemal Paşa, zamanın hükümetince güvenilir bir kimse olarak kabul edilmiştir.
- Bu sebeple kendisine çok geniş yetkiler tanımakta bir sakınca görülmemiş ve bu hususta Genel Kurmayca hazırlanan talimat hiçbir güçlüğe uğramadan hükümet tarafından aynen tasdik olunmuştur.Ankara'dan itibaren bütün Orta ve Doğu Anadolu'yu adeta hükümet yetkisi ile M. Kemal Paşanın emir ve kumandasına veren bu talimat, önemi sebebiyle aynen aşağıya alınmıştır:
"Dokuzuncu
ordu Kıtaatı Müfetişliği'ne ait vezaif (Zatı alinizin Dokuzuncu ordu kıtaatı
Müfettişliğine tayin hususuna İradei Seniyyei Cenabı Padişahi şerefsüdur
buyurulmuştur. Ancak iş bu Müfettişlikteki vezaifi alileri), yalnız askeri
olmayıp, müfettişliğin ihtiva eylediği mıntıka dahilinde aynı zamanda da
mülkidir.
1- İşbu müşterek vezaif şunlardır:
a) Mıntıkada asayişi dahilinin iade ve
istikrarı ve bu asayişsizliğin esbabı hüdusunun tebiti
b) Mıntıkada ötede beride müteferrik bir halde
mevcudiyetinden bahsedilen esliha ve cephanenin bir an evvel toplattırılarak
münasip depolara idiharı ve muhafaza altına alınması.
c) Muhtelif mahallerde bir takım şuralar
mevcut olduğu ve bunların asker toplamakta bulunduğu ve gayri resmi bir surete ordunun
bunları himaye eylediği idia olunuyor. Böyle şuralar mevcut olup da asker
topluyor, silah tevzi ediyor ve ordu ile de münasebette bulunuyorlarsa
kat'iyyen men'i ile bu kabil şuraların lağvı.
2- Bunun için:
a) İki fırkalı olan Üçüncü ve dört fırkalı
olan Onbeşinci Kolordular Müfettişlik erine verilmiştir. İşbu Kolordular
harekât ve asayiş hususatında doğrudan doğruya Müfettişlikle ve muamelatı
cariye yani muamelatı zatiye kuvvei
umumiye ve saire gibi hususatta kemafısabık Harbiye Nezaretiyle muhabere
edeceklerdir. Fırka veyahut Mıntaka Kumandanlığı veya bir vazifei hususiyeye
tayin edilecek zabitanın tayin veya tebdili müfettişliğin muvafakati ve
talebiyle olacaktır. Maahazasair hususatça lüzum ve menfaat görerek
Müfettişliğin verdiği talimatı Kolordu Kumandanlıkları aynen tatbik
edeceklerdir. Bilhassa ahvali sıhhıyi pek mühimdir. Bu zemindeki tetkikat ve
icraatın ahaliye de teşmili lazımdır.
b) Müfettişlik mıntıkası Trabzon, Erzurum,
Sivas, Van vilayetleriyle Erzincan ve Canik müstakil livalarını ihtiva
eylediğinden Müfettişliğin yukarıda tadat edilen vezaifi tedvir için vereceği
bilcümle talimatı iş bu vilayetlerle mutasarrıflıklar doğrudan doğruya ifa
edeceklerdir.
3- Müfettişlik hududuna mücavir vilayet ve
evliyei müstakille (Diyarbekir, Bitlis, Mamuretülaziz, Ankara, Kastamonu
vilayetleri) ile Kolordu Kumandanlıkları da Müfettişliğin ifayı vazife
sırasında re'sen vaki olacak müracaatlarını nazarı dikkate alacaklardır.
4- Müfettişliğin hususatı askeriyeye ait
mercii Harbiye Nezareti olmakla beraber huusatı saire için makamatı aliyei
iadesiyle muhabere edecek ve iş bu muhabereden Harbiye Nezaretine de haber
verecektir." [3]( Harb Tarihi
Vesikaları Dergisi, Sayı:1, Vesika:3)
Ağdalı bir
saray Osmanlıcası ile kaleme alınan talimatta, Mustafa Kemal Paşa'nın görev ve
yetkileri şu şekilde tespit edilmişti: Mustafa Kemal Paşa Dokuzuncu Ordu
Müfettişliğine atanmış, üçüncü ve Onbeşinci Kolordular emrine verilmiştir. Doğu
Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki bütün vali, kaymakam ve memurlar
vereceği emirleri doğrudan doruya yerine getirecekler, orta ve Güneydoğu
bölgelerindeki bütün vali, kaymakam ve memurlar yardımcı olacaklardır.
Yukarıdaki talimatnameden de
görüleceği gibi 9. ordu Müfettişliğine tayin olunan Mustafa Kemal Paşa'nın
emrine, müfettişlik vazifelerini tesbit eden 6 Mayıs 1919 tarihli talimata
göre, XV. Ve III. Kolordular verilmişlerdi. Komşu kolordular da (XIII. XII ve
XX. Kolordular). Müfettişliğin müracaatlarını dikkate alacaklardı. Aynı zamanda
müfettişlik bölgesi içindeki dört vilayetle (Erzurum, Trabzon, Sivas, Van) iki
müstakil liva (Erzincan ve Canik) doğrudan doğruya, beş vilayetle (Diyarbakır,
Bitlis, Mamuretülaziz, Ankara, Kastamonu) iki müstakil liva da (Maraş ve
Kayseri) müfettişlik bölgesine bitişik odluları için Mustafa Kemal'in vereceği
talimatı yapacaklar veya dikkate alacaklardı. [4]( HTVD., sayı
1, vesika 3,4,5,6,7,8,12,13,14)
Mustafa Kemal Paşa, bu bölgelerde bulunan silah ve cephanenin
toplatılması; çeşitli yerlerde ortaya çıkarak asker toplayan ve silahlı
birlikler (Kuvayi Milliye) kuran kuruluşların dağıtılması ile
görevlendirilimektedir. [5]( Alptekin
Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşın Mali Kaynakları, Maliye Bakanlığı Ellinci Yıl
Yayınları, 1974, s. 155.)
Bu tarihi
talimatla gerçekte, evvela bütün Anadolu ve kısa bir zamanda bütün memleket
Mustafa Kemal Paşa'nın kontrolü altına giriş oluyordu.
Nitekim, O, Samsun'a gelir gelmez, Müfettişlik
bölgesiyle komşu vilayet ve kolorduları da atlayarak Doğu Trakya, Batı Anadolu,
İstanbul ve bütün memleket işleriyle yakından uğraşmaya başlamıştır. [6]( K.Atatürk, n.
C. I,s.19, 22, 28, 35.)
Mustafa Kemal
Paşa'ya bu kadar geniş salahiyetler veren tarihi talimatın, ordu ve memleket
üzerindeki sıkı işgal kontrolüne rağmen nasıl hazırlanıp kabul olunduğu da
gerçekten aydınlanması gereken bir muammadır. Bu talimattan Mustafa Kemal Paşa
Anadolu'ya varıncaya kadar, itilaf işgal orduları kumandanı General Milne'e,
harbiye nezaretindeki İngiliz irtibat subayına ve İngiliz yüksek komiserliğine
bilgi verildiğine dair şimdiye kadar bir vesikaya rastlanmamıştır. O vakit
Osmanlı hükümetin idare eden sivil kişilerin, bilhassa Damat Ferit Paşa'nın bu
talimatın önemini anlayacak kabiliyette olmadıkları kabul olunabilir. Mustafa
Kemal Paşa'nın "İstanbul'dan uzaklaşmasını arzu edenlerin icad ettikleri
sebep, Samsun ve havalisindeki asayişsizliği mahallinde görüp tedbir almak için
Samsun'a kadar gitmesiydi [7]( N.,S.9)
O, "Bu vazifenin ifası için bir
makam ve selahiyet sahibi olmaya mütevakıf olduğunu" ileri sürmüş,
bunda hiçbir beis görememiştir. O tarihte, Erkanı Harbiyei Umumiyede bulunan ve
"maksadını bir dereceye kadar sezen zatlar müfetişlik vazifesini
bulmuşlar. Müfettişliğin selahiyetine dair olan talimatı da, bizzat Mustafa
Kemal Paşa yazdırmış. [8] (N. S. 10;
Atatürk'ün bana anlattıkları, s. 112.) Burada, bu talimatın mana ve
genişliğini anlayan Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi Cevat Paşa ve İkinci Reis
Kâzım Paşa (İnanç) gibi arkadaşlarının onun gerçek maksatlarını "bir dereceye kadar sezmiş ve bu
kadarını tasvip etmiş" olmaları doğrudur.
Kısaca
özetlersek Mustafa Kemal'in Görevi Samsun ve çevresindeki eşkıyalık
hareketlerini önlemek, sonra da Anadolu'nun çeşitli yerlerinde beliren Kuvayı
Milliye veya şuraları ortadan kaldırmak, Bölgede dağınık olarak varolan silah
ve cephanenin bir an önce toplattırılarak depolara biriktirilmesini sağlamak,
İtilaf Devletlerinin istekleri dışında bir harekette bulunmakla, onların şikayet
ettikleri olayların önüne geçmek, görev bölgesinde mütareke hükümlerine
işlerlik kazandırmaktı.[9] (BOA.DUIT.,
nr:68/23; Nitekim Atatürk,8.7.1932 tarihinde Enver Behnan Şapolyo'ya tutturduğu
notlarında da bunları zikretmişti. Bk.Şapolya, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele
Tarihi, İstanbul 1958,s.299,302.) Yani verilen görev bizim bildiğimiz
manada vatanı kurtarmak değil, Vatanı kurtarmak için oluşabilecek faaliyetleri
önleyerek İngilizlerle devam eden ilişkilerin zarar görmesini engellemekti.
Çünkü Sarayın,
askerin ve halkın kafasında dört yıl savaştığımız Fransız'a, İtalyan'a ve
İngiliz'e tepki yoktur. Kahraman Ödemiş ve Tire temsilcileri bile, Yunan
işgalinden kurtulmak için İtalyan işgalini aramışlardır. Balıkesir'in birçok
ileri geleni, "Amerikan himayesini istemeye" yönelmişlerdir Amerikan
bayrakları asmışlardır. Alaşehir ileri gelenlerinden yüzelli kadarı Fransız
himayesine sığınma eğilimlerini belli etmişlerdir. Türkiye'yi yok etme
kararıyla gelen İngilizler ise, hemen her yerde baş tacı edilmektedir. Dört yıl
amansızca savaşılan İngiliz'e karşı dövüşe devam düşünülmemektedir bile.
Gerçekte İngiltere'ye karşı kurtuluş savaşı verilecek, fakat bu "milli bir
sır" gibi saklanacaktır. Atatürk, Büyük Nutku'nun daha ilk sayfalarında,
ilk bölümde uzun uzun belirttiğimiz bir çelişkiyi anlatır. [10]( Doğan
Avcıoğlu, Mili Kurtuluşu Tarihi, 1838'den, 1995'e, Tekin yayın evi, İstanbul
1986, s.908.)
KISKANILACAK BİR GÖREV
Mustafa Kemal'in yakın arkadaşı ve eski Bitlis Valisi Mahzar Müfit (Kansu) bey, "Mustafa Kemal'in sadece askeri değil, mülki yetkilerle de donatılmış olarak tayin edildiğini öğrenince, O'nu Damat Ferid'in adamı sandım."
Demekten kendini alamaz.[11] (Mahzar Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar
Atatürk'le Beraber, c. I, Ankara 1986,s.11.)II. Ordu veya Yıldırım
Kıtaları Müfettişi Mersinli Cemal Paşa'nın yaveri Cevat Rıfat (Atilhan) Bey
ise, Mustafa Kemal'e verilen geniş yetkilerin Cemal Paşa'ya verilmemesinden
dolayı Paşa'nın bu duruma çok içerlediğini ve bu yüzden sadarete bir şifre
yazdığını belirtir. Bu şifreye, sadaretten verilen cevapta ise geniş yetkilerin
verilmesinde Mustafa Kemal'in hükümet üyeleri üzerinde bıraktığı olumlu etkinin
yanında, Genelkurmay karargahındaki arkadaşlarıyla olan dostluk ve
samimiyetinin rolü olduğu ifade edilmiştir. [12]( Cevat Rıfat
Atilhan, Büyük Cihat Dergisi, sy.21 3 Ağustos 1951.)
Kâzım Karabekir
Paşa ise, böyle yetkilerin verilmesini gayet doğal karşılayarak, Genel
kurmay'ın ve üst düzey yöneticilerin genç komutanlara olan güvenini zaman zaman
yapılan toplantılarda dile getirdiklerini belirtmektedir. [13] (Kazım
Karabekir İstanbul Harbimiz (Yay.Faruk Özerengin), İstanbul 1990,s.8.) Mevcut
kaynaklardan çıkarılan sonuca göre, Mustafa Kemal Paşa'yı Anadolu'ya Harbiye
Nezareti, Genelkurmay Başkanlığı, sadrazam ve hükümetin ilgili üyeleri bilerek
seçip göndermişlerdi. Onlar, Mustafa Kemal'in seçkin bir komutan olduğunu
biliyorlar ve Anadolu'daki problemleri genel istekler doğrultusunda
çözebileceğine inanıyorlardı. [14] (Ş.Süreyya
Aydemir, Tek Adam, c.I. (1969),s.391.) Bununla birlikte, Mustafa Kemal
Paşa'nın belirttiği gibi, mütarekenin ağır şartlarının hissedildiği başkent
İstanbul'da büyük bir bölümü de şaşkınlık [15] (Kemal Atatürk,
Nutuk, c. I, s. 9.) ve aymazlık içinde idiler. [16] (Yunus Nadi,
Kurtuluş Savaşı Anıları, İstanbul 1978,s.82.)
[1] Gerçekte,
Yakup Şevki Paşa mütarekeye aykırı hareketlerinden dolayı İstanbul'da İngiliz
işgal ordusu kumandanı General Milne'e hesap vermek üzere İstanbul'a
çağırıldığını, Şubat 1919 ortalarından itibaren biliyordu. Göz rahatsızlığını
ileri sürerek yola çıkmasını geciktirebilmişti. Fakat, İngiliz karargahının
ısrarı karşısında, en nihayet hükümetin emrine uyarak İstanbul'a gelmiştir.
Yakup Şevki Paşanın İstanbul'a geri çağırılmasının gerçek sebebini
"Mütareke sıralarında Elviyei Selasedeki Türk ordusunun tam mevcutlu ve
teçhizatlı olarak Erzurum bölgesine çekmeye muvaffak olası"nda aramalıdır.
Bu suretle, Erzurum'da kuvvetli bir Tük Ordusu bulundukça, buralarda bir
Ermenistan kurulamayacaktı.-Tevfik Bıyıklıoğlu, Age s. 87.) Yakup Şevki alınmış ancak M. Kemal'in Erzurum'a gelerek işi eline
alması İngiliz planını büsbütün suya düşürmüştür.
[2] Sabahattin
Selek, Age s. 212
[3] Harb Tarihi
Vesikaları Dergisi, Sayı:1, Vesika:3
[4] HTVD., sayı
1, vesika 3,4,5,6,7,8,12,13,14.
[5] Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşın Mali
Kaynakları, Maliye Bakanlığı Ellinci Yıl Yayınları, 1974, s. 155.
[6] K.Atatürk, n.
C. I,s.19, 22, 28, 35.
[7] N.,s.9
[8] N. S. 10;
Atatürk'ün bana anlattıkları, s. 112.
[9] BOA.DUIT., nr:68/23; Nitekim
Atatürk,8.7.1932 tarihinde Enver Behnan Şapolyo'ya tutturduğu notlarında da
bunları zikretmişti. Bk.Şapolya, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi,
İstanbul 1958,s.299,302.
[10] Doğan
Avcıoğlu, Mili Kurtuluşu Tarihi, 1838'den, 1995'e, Tekin yayın evi, İstanbul
1986, s.908.
[11] Mahzar Müfit
Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, c. I, Ankara 1986,s.11.
[12] Cevat Rıfat Atilhan, Büyük Cihat Dergisi,
sy.21 3 Ağustos 1951.
[13] Kazım
Karabekir İstanbul Harbimiz (Yay.Faruk Özerengin), İstanbul 1990,s.8.
[14] Ş.Süreyya Aydemir, Tek Adam, c.I. (1969),s.391.
[15] Kemal Atatürk, Nutuk, c. I, s. 9.
[16] Yunus Nadi,
Kurtuluş Savaşı Anıları, İstanbul 1978,s.82.
Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 01 - Hakikat Trenine Takılan Yalan Vagonları- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 02 - Atatürk Samsun'a Neden Gönderildi ?
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 03 - Mondros Türklerin Ölüm Fermanıydı !
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 04 - Milletin Haklarını Kendisinin Araması
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 05 - İstiklal Savaşı Fikri Atatürk'te Ne Zaman Başladı ?
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 06 - İstiklal Savaşı Fikri Kazım Karabekir'den Mi Çıktı ?
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 07 - İstiklal Savaşı'nda Ali Fuat Cebesoy ve Mehmet Ali Bey
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 08 - Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'ya Gönderilmesi Hazırlıkları
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 09 - Mustafa Kemal'e Kimler Yardım Etti ?
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 10 - Verilen Talimatlar ve Alınan Yetkiler
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 11 - Damat Ferit Atatürk Görüşmesi
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 12 - Ata Samsun'a Çıkıyor !
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 13 - İstiklal Savaşı'nı Vahidettin'e Mal Etmek İstiyorlar ?
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 14 - Samsun'a Çıkış ile İlgili Gerçek Dışı İddialar 1
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 15 - Samsun'a Çıkış ile İlgili Gerçek Dışı İddialar 2
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 16 - Düzmece Nemrut Mustafa Paşa İdamları
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 17 - İstiklal Savaşı'nda İstanbul Basını ve İşbirlikçiler
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 18 - Vahidettin'in Onayladığı İdamlar
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 19 - Fetvalar ve Vahidettin'in Sorumluluğu
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 20 - İstiklal Savaşı'nda Vahidettin İhaneti
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 21 - İstiklal Savaşı'ndaki Vahidettin Yalanları
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 22 - İstiklal Savaşı'nda Vatan Haini Portresi
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 23 - 25.000 Lira Verildiği İddiası
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 24 - Türk Milletine Olan Nefret
- Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı 25 - Tarih Dergilerinin İddialarına Cevap
COMMENTS