Aşağıdaki Yazıyı Okuduktan Sonra Cumhurbaşkanı Adayı ve Tercih Nedeninizi Yazarsanız Biz de Süreci Takip Etmiş Oluruz.(Öneriler Eklenece...
Aşağıdaki Yazıyı Okuduktan Sonra Cumhurbaşkanı Adayı ve Tercih Nedeninizi Yazarsanız Biz de Süreci Takip Etmiş Oluruz.(Öneriler Eklenecektir)
Bu Seçimler 3 aşamalıdır. Bir Aşama Kaybedildi Diye Umutlarınızı Yitirmeyin
(KALDI Kİ HİÇ BİR ŞEY KAYBETMEDİK)
1. Aşama Yerel Seçimler
2.Aşama Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
3.Milletvekili Seçimleri
MHP'nin kıyı bölgelerinden oy alması "kürt istilası" olgusuna karşı Türk milletinin tepkisinin bir yansımasıdır. Yıllardır CHP veya DP türevi partilere oy veren seçmenin MHP'ye geçmesi o bölgelerde milliyetçiliğin önemini anlatıyor. Türkiye'nin ilerleyen yıllarda milliyetçi kaleleri büyük olasılık kürt göçüne maruz kalan kıyı şehirleri olacaktır.
Bu seçimde Mersin belediyesinin MHP'ye geçmesi Türkçülük açısından çok önemli bir gelişmedir. Mersin artan kürt nüfusuyla dikkat çeken, kürt istilası konusunda alarm veren şehirlerimizden en önemlisiydi. Şükür ki Mersin'in yerli Türk halkı uyanmış ve dindar-çağdaş gerilimi gibi saçma sapan ikilemlerden sıyrılmış ve "Mersin Türk'ündür" tavrını takınarak şehrini milliyetçi bir partiye emanet etmiştir.
İlerleyen dönemlerde Mersin uyanışının artarak sürmesini diliyoruz.
Türk şehri Mersin'i bir kere daha tebrik ediyoruz.
Dönüp MHP'nin kazandığı illere tekrar baktığımızda da milliyetçi ve MHP'liler bundan korksa da "antikürtçü" tavrın egemen olduğunu görüyoruz. En doğudan başladığımızda MHP, Kars'ı almış. Kars'ın hemen yanında olan Iğdır'da ise seçimi kıl payı(bence şaibeli bir şekilde) kaybetmiş. Iğdır'da oylara baktığımız zaman BDP-MHP yarışı olduğunu görüyoruz. Yani MHP diğer Türk partileriyle değil doğrudan siyasi gücünü kürt kitlesinden alan BDP'ye karşı yarış içindedir. Kars'ta da BDP %20ye yaklaşarak Kars'ı tehdit etmektedir. Demek ki Iğdır ve Kars'ta MHP, AKP-CHP'nin karşıtı ve rakibi değil doğrudan kürtçü BDP'nin rakibi oalrak algılanmakta ve bu nedenle tercih edilmektedir.
Osmaniye, Adana, Mersin'in 3lü bir hat çizmesi de önemlidir. Kürt istilasının Akdeniz ve Ege'ye geçişte kullandığı/ Akdeniz'in en doğudaki 3 ilinde de böylesi milliyetçi bir tavrın müşterekçe alınması çok önemlidir.
Isparta'da sahilde olmasa bile sahile yakın Akdeniz bölgesi içinde yer alan ve Antalya'nın uzantısı olan bir ildir. Antalya'da her seçimde görülen MHP yükselişinin nihayet zaferini müjdeleyecek bir başarı olarak görüyorum ben Isparta'nın alınmasını.
Antalya'da göç alma istatiğinde İstanbul'u bile geçerek birinci il olmuş, "kürt istilası"na en çok maruz kalan illerden birisidir. Ben MHP'nin her seçimde biraz daha yükselişini bu istila hareketine karşı alınan milliyetçi tavra bağlıyorum.
Karadeniz'de alınan illerin de Bartın, Karabük olması moda tabirle çok manidar. Milliyetçi ve muhafazakar diye nitelenen ama asıl kimliği dinsel tutuculuk olan, bu yönüyle İç Anadolu'ya benzerlik gösteren Orta ve Doğu KAradeniz'de il kazanamayıp onlara göre daha sosyal demokrat eğilimli görülen ve sanayi merkezi olması nedeniyle yine kürt göçüne maruz kalan Bartın ve Karabük'te de MHP'nin zaferi milliyetçi nedenlere bağlanabilir. Manisa'ya gelince onda da kürt istilasına karşı oluşan tepkinin etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Bir kere daha MHP'nin kalesi denilen muhafazakar illerde değil CHP'ye daha yakın olan ve kürt istilasına maruz kalan illerde oyunu arttırdığını gördük. Umarım bu sonuçlar kürt istilasına karşı politika üretmekte ve parti içinde milliyetçi eğilimlere önem vermek konusunda MHP'nin ders çıkarmasını sağlar.
**Meral Akşener x1
**Devlet Bahçeli
**Kemal Kılıçdaroğlu
**Kemal Kılıçdaroğlu
**İlber Ortaylı
**İlker Başbuğx1
**Emine Ülker Tarhan
**Abdullah Gül
x1, x2, x3 altta aldığı yorum kadar desteği belirtir.Ben başlıyorum Meral Akşener çünkü siyaset üstü vasıflarını Meclis Başkan Yardımcısı iken gösterdiğine inanıyorum.
Bu Seçimler 3 aşamalıdır. Bir Aşama Kaybedildi Diye Umutlarınızı Yitirmeyin
(KALDI Kİ HİÇ BİR ŞEY KAYBETMEDİK)
1. Aşama Yerel Seçimler
2.Aşama Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
3.Milletvekili Seçimleri
Dünkü seçimi yerel seçim değil genel seçim bakışıyla değerlendirmemiz gerekiyor. Genel seçim'le yerel seçim arasında bağlantı kurmak için bakılması gereken oy oranı il meclislerindeki oylardır. Seçimin 1. AKP oldu ve büyük başarı kazandı. Buna itirazımız yok. CHP'nin ise başarısız olduğunu düşünüyorum. Son genel seçimdeki oyunun altında oy aldı.
Tabii bütün bu partilerin içinde bizi en çok ilgilendiren adında "milliyetçilik"i taşıyan MHP'nin durumu. İster partili olalım ister MHP karşıtı olalım Türkiye'deki milliyetçi oyları ölçmek ve gidişatını tayin edebilmek için MHP'yi değerlendirmek çok önemlidir.
Genel seçim mantığıyla değerlendirme yapılırken il meclislerinin oyuna bakmak gerekir demiştim. Buna göre bu seçimde MHP'nin aldığı oy %17,5'tur.
Şüphesiz ki son genel seçime göre MHP'nin oylarında bir artış vardır. Ama bu artışı değerli kılan başka bir şey de vardır. Seçimde partiler birbirlerinin seçmeninden oy almaya çalışırlar veya diğer partilerin oy olmaması için çalışırlar. Son seçimde gördük ki Türkiye'nin iki büyük partisi AKP ve CHP kendisine oy verecek en yakın kitle olarak MHP seçmenini görmüş ve ona yönelmiştir.
Bir diğer önemli olay da tüm partilerin MHP'nin oy almaması için uğraşması oldu. AKP, MHP'nin oy almamasını istiyordu çünkü ihanet açılımına daha korkusuzca devam etmek istiyordu.
CHP, MHP'nin oy almamasını istiyordu çünkü MHP'ye verilmeyecek oyların kendisine gelerek AKP karşısında öne geçeceğini düşünüyordu. Bu seçimin bir diğer ana dinamiği olan Fetullahçı grup ise büyük illerde CHP'nin daha güçlü olduğunu söyleyip AKP'yi yıkmak için MHP'ye oy verilmeyip CHP'ye oy verilmesini istiyordu.
Fetullahçı grubun MHP'ye oy verilsin diye işaret ettiği yerler de vardı şüphesiz ama İstanbul, Ankara ve İzmir'de kesinlik CHP'ye oy verilmesi istendi hem Fetullahçılar hem de CHP tarafından. Bir de CHP'nin bu söylemi dillendirirken çok sert ve olumsuz durduğunu da söylemeliyim. Bir MHP'linin MHP'ye oy vermesi sanki vatan hainliği olarak nitelenecek. İnsanın kendi partisine oy vererek davasına, vatanına ihanet ettiği söylenebilir mi yahu?
İstanbul, Ankara ve İzmir'de MHP'nin ister istemez geri çekildiğini yarışa girmenin çok da önemsenmediğini gördük. Halbuki Ankara, İstanbul ve İZmir Türkiye'nin yarısına yakın nüfusa sahiptir. Bunu göz önüne alınca MHP'nin Türkiye'nin yarısında seçim yarışına girmeyerek %17,5 aldığını söyleyebiliriz. Genel seçimlerde "aman belediye AKP'ye geçer yoksa" korkutmacasıyla karşılaşmayacak olan MHP oylarını %20 üstüne çıkarabilir.
Tabii MHP'nin bu üç seçimde yarışa katılmadığı doğru mu?
Bir de buna bakalım. Özellikle İstanbul'da AKP'ye karşı CHP'nin güçlü ve popüler bir aday çıkardığını görüyoruz. MHP ise daha az tanınan bir aday çıkarmış ve İstanbul'da seçim döneminde parti mitingi bile yapmamış, il belediye başkan adayını tanıtan afiş ve propaganda faaliyetlerini asgari düzeyde gerçekleştirmiş kendi adayını çok öne çıkarmamıştır. Burada MHP'nin İstanbul'da CHP'nin önünü açmaya çalıştığını görüyoruz. Gerçekten İstanbul gibi Türkiye'nin en büyük şehrinde AKP'nin kaybetmesi sadece CHP için değil bütün muhalefet için iyi olacaktır. İstanbul konusunda gerçekten de MHP olgun bir tavır almıştır. Ancak bu tavır İStanbul'da kendi oylarını ölçme fırsatını kaçırmasına da neden olmuştur.
Geçen seçimde Türkiye'nin en önemli iki şehri olan ve AKP'nin elinde bulunan İstanbul ve Ankara'daki yarışta 2 farklı parti öne çıkmıştı. İstanbul'da AKP'ye karşı CHP güçlüydü. Ankara'da ise AKP'ye karşı MHP güçlüydü. Seçim öncesi kulislerde bu istatistikler gözönüne alınarak, organik bir ittifak sözkonusu olmasa dahi açıkça sezdirilecek bir ittifak hamlesi konuşuluyordu. MHP, İstanbul'da aday göstermekle beraber çok öne çıkmayacak ve CHP'nin önünü açacaktı. Aynı durum Ankara'da önde olan MHP için de düşünülüyordu. İStanbul'da MHP beklenileni yaptı. Ancak Ankara'da CHP, MHP'nin kavgalı olduğu eski adayını göstererek muhalif oyları bölücü bir adım attı. Tabii MHP'nin bir seçim önceki başarısını Mansur Yavaş'a bağlamanın çok da doğru olduğunu düşünmüyorum. MHP'nin Ankara'da her zaman bir etkisi vardı. MHP geçen seçimde başa baş gitmenin etkisiyle bu seçimde bir adım daha öne çıkmak için Ankara'da tanınan ve partinin başkan yardımcısı olan daha yetkili birini aday gösterdi. CHP, Mansur Yavaş'ı göstererek MHP'nin bu yükselişini önledi. Ayrıca medyayı arkasına alarak Yavaş'ın Karakaya'dan daha iddialı bir aday olduğu propagandasını yaptı. Bence gerçek böyle değildi. Mansur Yavaş eski bir MHP'li idi ve MHP'deyken de hiyerarşi bakımından Mevlüt Karakaya'nın altında yer alan birisiydi. Karakaya gerçekten önemli bir adaydı ama AKP-CHP-medya işbirliğiyle yarış dışına itildi ve Ankara'yı AKP'den alam ihtimali varken Ankara az bir farkla kaybedildi.
Salt Türkçü Bakış Açısı
Seçimleri
salt muhalif veya MHP'li gözlüğüyle değerlendirmemek gerekiyor. Bir de
seçimleri Türkçü bakışla ele alalım. Türkiye'de milliyetçi tavrı ölçmek
için öncelikli olarak MHP'nin oylarına bakmamız gerekiyor. MHP'nin
oyları incelendiği zaman da MHP'nin iki bileşeni olan Milliyetçi ve
İslamcı eğilimlerin partiye yansımasını görebiliyoruz. Parti son
seçimlerde "kale" olarak adlandırılan İç Anadolu
ve Doğu Anadolu'da fazla oy alamıyordu. Oylarını aksine Ege ve Akdeniz
bölgesinden alıyordu. MHP'nin muhafazakar eğilimli seçmenden oy almayıp
kıyı bölgelerinden oy alması artık MHP'nin muhafazakar olduğu için değil
milliyetçi olduğu için seçildiğini gösteriyor. Bu sonuçlar dikkate
alındığında zaman içinde MHP'de milliyetçi eğilimin daha da artacağını
partiden BBP gibi başka bir dinsel tutucu grubun tasfiye edileceğini
partinin git gide milliyetçileşeceğini düşünüyorum.
MHP'nin kıyı bölgelerinden oy alması "kürt istilası" olgusuna karşı Türk milletinin tepkisinin bir yansımasıdır. Yıllardır CHP veya DP türevi partilere oy veren seçmenin MHP'ye geçmesi o bölgelerde milliyetçiliğin önemini anlatıyor. Türkiye'nin ilerleyen yıllarda milliyetçi kaleleri büyük olasılık kürt göçüne maruz kalan kıyı şehirleri olacaktır.
Bu seçimde Mersin belediyesinin MHP'ye geçmesi Türkçülük açısından çok önemli bir gelişmedir. Mersin artan kürt nüfusuyla dikkat çeken, kürt istilası konusunda alarm veren şehirlerimizden en önemlisiydi. Şükür ki Mersin'in yerli Türk halkı uyanmış ve dindar-çağdaş gerilimi gibi saçma sapan ikilemlerden sıyrılmış ve "Mersin Türk'ündür" tavrını takınarak şehrini milliyetçi bir partiye emanet etmiştir.
İlerleyen dönemlerde Mersin uyanışının artarak sürmesini diliyoruz.
Türk şehri Mersin'i bir kere daha tebrik ediyoruz.
Dönüp MHP'nin kazandığı illere tekrar baktığımızda da milliyetçi ve MHP'liler bundan korksa da "antikürtçü" tavrın egemen olduğunu görüyoruz. En doğudan başladığımızda MHP, Kars'ı almış. Kars'ın hemen yanında olan Iğdır'da ise seçimi kıl payı(bence şaibeli bir şekilde) kaybetmiş. Iğdır'da oylara baktığımız zaman BDP-MHP yarışı olduğunu görüyoruz. Yani MHP diğer Türk partileriyle değil doğrudan siyasi gücünü kürt kitlesinden alan BDP'ye karşı yarış içindedir. Kars'ta da BDP %20ye yaklaşarak Kars'ı tehdit etmektedir. Demek ki Iğdır ve Kars'ta MHP, AKP-CHP'nin karşıtı ve rakibi değil doğrudan kürtçü BDP'nin rakibi oalrak algılanmakta ve bu nedenle tercih edilmektedir.
Osmaniye, Adana, Mersin'in 3lü bir hat çizmesi de önemlidir. Kürt istilasının Akdeniz ve Ege'ye geçişte kullandığı/ Akdeniz'in en doğudaki 3 ilinde de böylesi milliyetçi bir tavrın müşterekçe alınması çok önemlidir.
Isparta'da sahilde olmasa bile sahile yakın Akdeniz bölgesi içinde yer alan ve Antalya'nın uzantısı olan bir ildir. Antalya'da her seçimde görülen MHP yükselişinin nihayet zaferini müjdeleyecek bir başarı olarak görüyorum ben Isparta'nın alınmasını.
Antalya'da göç alma istatiğinde İstanbul'u bile geçerek birinci il olmuş, "kürt istilası"na en çok maruz kalan illerden birisidir. Ben MHP'nin her seçimde biraz daha yükselişini bu istila hareketine karşı alınan milliyetçi tavra bağlıyorum.
Karadeniz'de alınan illerin de Bartın, Karabük olması moda tabirle çok manidar. Milliyetçi ve muhafazakar diye nitelenen ama asıl kimliği dinsel tutuculuk olan, bu yönüyle İç Anadolu'ya benzerlik gösteren Orta ve Doğu KAradeniz'de il kazanamayıp onlara göre daha sosyal demokrat eğilimli görülen ve sanayi merkezi olması nedeniyle yine kürt göçüne maruz kalan Bartın ve Karabük'te de MHP'nin zaferi milliyetçi nedenlere bağlanabilir. Manisa'ya gelince onda da kürt istilasına karşı oluşan tepkinin etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Bir kere daha MHP'nin kalesi denilen muhafazakar illerde değil CHP'ye daha yakın olan ve kürt istilasına maruz kalan illerde oyunu arttırdığını gördük. Umarım bu sonuçlar kürt istilasına karşı politika üretmekte ve parti içinde milliyetçi eğilimlere önem vermek konusunda MHP'nin ders çıkarmasını sağlar.
Çok faydalı bir yazı olmuş, elinize sağlık.
ilker başbuğ diyorum