Değerli Arkadaşlarım Osmanlı Devletinin kuruluşunda en büyük ve bilinmeyen gerçek Altınordu hanlığı içerisindeki çekişmelerdir. İlhanlı...
Değerli Arkadaşlarım Osmanlı Devletinin kuruluşunda en büyük
ve bilinmeyen gerçek Altınordu hanlığı içerisindeki çekişmelerdir.
İlhanlı – Moğol Hanlıkları
ve Altın Orda Mücadeleleri
İlk dönemler Moğol olan Altınordu Hanlığını yöneten
komutanlar ile Moğol İlhanlı arasında büyük çaplı çekişme Osmanlının kuruluşuna
sebeptir.
Altınordu Hanlığı içerisinde güç dengeleri vardır güç
dengelerini sağlayan ve en güçlü komutan Nogay'dır Altınordu Hanlarını yöneten
Nogay’dır.
Nogay (1287’de) Batu'nun ölümü üzerine Kıpçak hanlığındaki
soyu arasında birlik ve düzeni sağlaması için özel bir hüküm aldığını iddia
etti.
1264'de ölen Berke’nin hükümdarlığının son yıllarında, Nogay
Bizans’a karşı Bulgar işbirliğini sağlamak için Trakya’da faaliyetteydi.
Bizans hakimiyetini yeniden kurmuş olan VIII. Michael,
İlhanlı taraftarıydı. Nogay 1265'de Bizans Bulgar-Nogay tehdidi ile sarsıntı
geçirdi.
Berke’nin ölümünden sonra, Nogay kendi gücünü pekiştirmeye
ve bu gücü hızla güneye ve kuzeye doğru yaymaya çalışıyor teşkilatlanıyordu.
VIII. Michael’in ölümünden (1282) sonra, Nogay halefi II.
Andronikos’la bir ittifak sürdürdü ve Bulgar çarlığına kendi adayını oturttu.
--
OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞUNU SAĞLAYAN Nogay'ın alt yapısı
ve kendisidir Kayı Boyu ve 400 çadır efsaneleri yerine gerçek tarihi
anlatıyoruz.
--
Artık Bulgaristan gerçekten de Nogay hanlığının bir
vassalı,uydu devletiydi Nogay’ın bir oğlu Bulgar Çarı Terter’in kızı Soki ile
evlenmişti.
Nogay'ın savaşlar ve başarılar uzun yıllar devam etti
bütün rakipleriniı bertaraf etti ancak 1299'da bu taht kavgalarının kurbanı
oldu.
1298’de önce desteklediği sonra rakip olduğu Tokhtu'ya
yenildi ve kuvvetleri dağıtıldı Muhtemelen 1299 sonbaharında,ele geçirildi
öldürüldü.
Tokhtu ile Nogay arasındaki zorlu mücadele, biri aşağı
Volga diğeri Bug ve Kırım arasında ki siyasal yapı ile ilgili bir mücadeleydi.
Osmanlı devleti kurulmadan önce Bizans önlerinde
Bulgaristan'a kadar yoğun bir Türk göçü oldu Bu göç Osmanlı Devletinin alt
yapısıdır.
Cl.Cahen’in belirttiği gibi Osmanlı Hanedan'ın kuruluşu
karanlığa gömülü’dür.Dönemin tarihçileri Osmanlı beyliği ile ilgili kayıt
vermiyor.
Osman Gazi Beyliğinin yaptığı iddia edilen 1304-6’daki
Katalan seferinden dönemin ünlü tarihçileri bahsetmiyor.
Yine ünlü tarihçi Pachymeres’in (ö. 1313) Osmanlı
beyliği adına Türkmen beylikleri listesinde yer vermiyor küçücük beylikler
varken neden?
Osmanlı öncül-devleti kesin biçimini,Altın Ordu ile
Müslüman İlhanlı arasındaki kısa süreli açık savaş (1296-1304) döneminde aldı.
Nogay ve Tokhtu arasında Altın Ordu’da üstünlük
kavgasının 1299’da Tokhtu lehine sonuçlanması Osmanlı devletinin kuruluşuna vesile
oldu.
1304’te Moğol imparatorluğunun tekrar bir araya gelmesi
için yapılan kısa ömürlü tasarı ile öncül Osmanlı'nın kuruluşu şekillendi.
Nogay Boğazlar ve civarında,hem Asya hem de Avrupa
kıyılarında,Altın Ordu yanlısı tampon-uydu küçük Beylikleri İlhanlı’ya karşı
kurdurulmuştu.
İlhanlı-Altın Ordu çatışması ile Boğaziçinden Kafkaslar
ve Harezm’e bulunan kavis üzerinde oynanan oyun Osmanlıyı tarih sahnesine
çıkardı.
Sahte Gagavuz Göçleri
Altınordu tarafından yerleştirilen 10.000 Çadır Türk
göçü ile Osmanlı devletinin kurulduğu tespitlerimiz ile ilgili H.İnalcık:
" Nogay, Müslüman'dı ve Sarı Saltuk'un etkisi altında idi.10.000 çadırık bu Türkmen grubu, Gagavuz adını almışlardır." diyor.
Halbuki bu statükoyu bozmamak için tarihin 180 derece
saptırılmasıdır.
1 - Saru Saltık Gagavuzların değil Osmanlının kuruluşunda
rol oynamıştır.
2 - Müslüman olmuş hemde 10.000 çadırlık bir Türk
topluluğunun din değiştirerek Gagavuzların bölgesine gittiğine dair hiç bir
kayıt yoktur.
Gagavuzlar ile göç eden Altınordu hanlığı içerisinde yer
alan Nogay Türklerinin bir ilgisi olmadığı gibi Hristiyan oluvermesi doğru
değildir.
Halil İnalcık:
"Osmanlı devletinin kuruluşunun mimarlarından Sarı Saltuk'un Türkmenleri Nogay'ın savaşçılarıydı" diyor (Devlet-i Aliyye s.3 ).
devamında
"Balkan Türklerinin büyük destanı Saltuknâme'de Baba Saltuk Balkanlar'da bir Alp-eren Gazî olarak gösterilir" diyor.
Nogay'ın Bizans çevresine iskan ettiği 10.000 Çadırlık
Türk birliği Saru Saltuk gibi bir derviş gazi tarafından neden Hıristiyan
yapılsın ?
H.İnalcık:
"Babaî-abdal dervişlerin Balkanlar'da faaliyet merkezi olacaktır.1299'da Nogay ölünce, Türkmenler koruyucularını kaybettiler"diyor.
Osmanlı'nın menşe konu iki ayrı tarih var:
1- Süleyman
Şah Oğlu Ertuğrul Gazi ve 400 çadır efsanesi
2- 2-
Altınordu Emiri Nogay ve 10.000 Çadır
Süleyman Şah Kutalmış oğlu Süleyman Şah ile
benzeştirilmek istenmiş ancak arada 170 yıl tarih kayması var.
(Kutalmış 1080 li yıllarda Tutuş tarafından öldürüldü
Ertuğrul Gazi ile arasında öldükten sonra 170 yıl var)
Aşıkpaşazade'nin Eserleri Hayal Ürünleri Mi Gerçekler Mi ?
Ertuğrul Gazi'nin göç edişi gelişi ve yerleşimi ile
ilgili 150 yıl tarih kayması olan efsane geleneğiyle yazılmış menakıbname bir
tarih var.
Diğer tarafta bütün hadiselerin savaşları ve yaşanılan
olayların bilindiği hatta H.İnalcık tarafından bile kabul edilen 10.000 Çadır
göç var.
Ayrıca bu 10.000 çadırdan önce bölgeye yoğun bir şekilde
göç etmiş Türk boyları var ve Bunlar Trakya’dan Balkanlara doğru yayılmışlar.
Altınordu Emiri Nogay'ın mahiyetinde bulunan Saru Saltuk
başkanlığında yapılan 10.000 Çadır yerleşim Bizans ile savaş yönünden tarihe
uygundur.
Kendisi yer yurt arayan otlak arayan geçim derdine düşmüş
Osman Gazi başkanlığında bir gurup Türkmen Bizans ile nasıl savaşacak ?
Osman Gazi 400 çadırla önce tekfuru yenmiş Bilecik'e
hakim olmuş adım adım ilerlemiş deniyor. Bu efsanedir tarihi realiteye uygun
değildir.
Üstelik 1313
yılına kadar bölgede diğer beyliklerin kaynaklarda adı vardır ancak Osmanlı
Beyliğine ait tek bir bilgi yoktur.
Âşıkpaşazâde, bir Menâkıb-ı Âl-i Osman yazarıdır. Temelde
bir hayal ürünüdür Ancak tarihçilerimiz bu tarihe adeta biat etmişlerdir.
Âşıkpaşazâde tarzı menâkıbnâmeler, topluluklar tarafından
askeri seferler sırasında, bozahanelerde vd okunmak ve dinlenmek için düzenlenirdi.
Âşıkpaşazâde, bize, Osmanlı tarihi ile ilgili kaynağının,
İshak Fakı oğlu Yahşi Fakı tarafından yazılan bir kronik olduğunu söyler.
İshak Fakı, Sultan Orhan’ın imamı idi. Âşıkpaşazâde Yahşi
Fakı’nın Osmanlı tarihi kayıp eseri,I.Bayezid zamanı kadarki olayları
içeriyordu.
Âşıkpaşazâde’den Osmanlı tarihini yazmasını dervişler
istemiştir.Aşıkpaşazade Ede-Balı’nın önemli bir rol oynadığını anlatmak
amacındadır.
Âşıkpaşazâde’nin, tarihine güçlü bir polemik karakter
kazandıran Toprak ve vergilendirme mücadelelerin içinde bizzat yer aldığı
söylenebilir.
Âşıkpaşazâde, bize, Osman Bey öldüğünde, onu bir çoban veya
dervişle kıyaslanabilecek basit bir adam olarak tasvir eder.
Aşıkpaşazade Osman Gazi örneğiyle Fatih Sultan Mehmed’in,
yeni başkentini tekrar inşa etmek için uyguladığı sert mali tedbirleri eleştirir.
Âşıkpaşazâdenin bize, Osman Bey ile ilgili anlattıkları
kendi hayal ürünü olarak meydana getirdiği bir efsanede başka bir şey değildir.
Halil inalcık bile,
" ŞAŞIRTICI OLAN ŞEY, MODERN TARİHÇİLERİN,BUNDAN OSMANLI DEVLETİNİN BAŞLANGICINA DAİR TEORİLER İNŞA ETMELERİDİR" diyor.
Osman Gazi – Şeyh Edebalı Hikayesi
Modern tarihçileri yanıltan diğer bir hikâye de, Osman Bey
ve Şeyh Ede-Balı arasındaki ilişkiyle ilgilidir.
Osman Gazi’nin gördüğü rüyasını ve Edebalı'nın bu rüyayı,
Osman’ın nesline dünyada hakimiyet nasip edileceği şeklindeki yorumunu anlatır.
Böyle bir rüya, hanedanların kökeni ve meşrulaştırılması
hususunda ortaçağ edebiyatına ait onlarca farklı şahısla ilgili anlatılan
efsanedir.
Tanrı’nın bir insana hükümdarlık lütfetmesi ve bunu bir
şaman veya aziz aracılığıyla bildirmesi inancı, Orta Asya geleneğine kadar geri
gider.
Âşıkpaşazâde, böyle bir görevin Kayınpederi Ede-Balı
tarafından yerine getirildiğini göstermeğe çalışır. Fakat, Ede-Balı kimdir ?
Resmi kayıtlar, Osmanlı devletinin kuruluşunda Ahi olarak
görev yapan Ede Şeyh Ede-Balı’nın Bilecik’te bir zaviyesinin olduğunu yazıyor.
Bununla birlikte, bu kayıtlarda, Ede-Balı’nın Osman Bey’in
kayınpederi olduğunu gösteren hiç bir bilgi yoktur.
Vakıf Kayıtları "17 hane (8 çift). Söğüd’de yaşayan üç
gayrimüslim köle, yine Osman tarafından verildi: 4 hane (3
çift)."denilmektedir.
Edebalıya verilen Vakfın ilk kayıtlarda tamamı sadece 1680
akçe olan vakıf gelirleri ise oldukça mütevazıdır.
700 / 1300’de tamamlanan ve bize Babaî şeyhlerinin
hüccetleri ve silsileleri hakkında bilgi veren Elvan Çelebi Menâkıbnâmesi bir
kaynaktır.
Elvan Çelebi Menâkıbnâmesi,Ş eyh Balı veya Ede-Balı’yı,
Babaî tarikatinin kurucusu Baba İlyas’ın meşhur halifelerinden birisi olarak
zikreder.
ElvanÇelebi Ede-Balı ve Hacı Bektaş’ın Baba Resûl’ün
takipçileri olduğunu ve Ede-Balı’nın dünyevi iktidara itibar etmemeyi
öğrendiğini ekler.
Halbuki bura da da bir yanlışlık vardır Edebalı ve Hacı
Bektaş-ı Veli Babailerle iişkileri olmasına rağmen Ahi Dervişleridir.
Değerli Arkadaşlarım Çok kısa özetlersek Aşıkpaşazadein
Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile ilgili anlattıkları menakıpnamedir. Yani
uydurulmuştur.
( Bunların hepsinin altında Ahi Evren tarafından yapılan
bir Türk teşkilatlanması var Babai isyanı da Ahi Evren ile ilgilidir. Ahi Evren
ve 12.000 Ahinin tutuklanarak 5 yıl yatması nedeniyle Babai isyanı çıkıyor Ahi
Evren 1261'de Kırşehir’de öldürülüyor. Ancak Ahi Evren Derviş dediğimiz
örgütlenmeyi gerçekleştiriyor ve bunları diğer Beylikleri kurmak üzere
görevlendiriyor. Bütün Beylikler ve Osmanlı gibi dev bir oluşum bu dervişlerin
eseridir Saru Saltık Edebalı Hacı Bektaş ve diğerleri Ahidir)
Saru Saltık Hakkında
Saru Saltık ve o dönemdeki bütün dervişler Hetorodoksidir.
Kam gibi giyinirlerdi. Orta Asyadaki giysilerimizi kullanıyorlardı. Börk
giyiyorlardı. Dervişler ise Kamlar gibi giyiniyorlardı.
400 Çadır Osman Bey Mi –10.000 Çadır Altınordu Mu?
400 Çadır 'ın ve bir kaç savaşçının Bizansın yakınına
yerleşmesi tekfurlarla savaşarak Bizans'a kafa tutar hale gelmesi inandırıcı
değildir.
Güney Rusya’dan Bizans ve Balkanlara oradan Anadolu Hazar
harzem İran hattına büyük bir alanda İlhanlı ve Altınordu savaşı bir gerçektir.
Altınordu devletinin İlhanlı hakimiyetine karşı Bizans'ın
etrafına Kumanlar gibi Türk boylarını yerleştirmesi bir gerçektir.
Altınordu komutanı Nogay Ulusuna bağlı 10.000 Çadır insanın
Saru Saltık tarafından Bizans çevresine yerleştirilmesi bir gerçektir.
Bu yerleşen 10.000 çadır halkın bölgeye daha önce yerleşen
takriben 100.000 civarındaki Türk ile kaynaştığı bir gerçektir.
Sonraki dönemde nüfus patlaması göçle mi oldu ?
Nitekim Tarihçiler Osmanlının 400 çadırlık küçük bir
topluluktan kısa bir sürede büyük bir nüfusa erişmiş olmasını açıklayamamaktadır.
Osmanlıya 30-40 yıl içerisinde yüzbinlerce insanın göç
ettiğini söylemektedirler. Halbuki bu dönemde böyle bir göç görülmemektedir.
Çünkü Osmanlı devletinin yapılanması için yeterli nüfus
bulunmaktadır. Hatta Karadeniz’den 40.000 civarında Hıristiyan Türk katıldığı
söyleniyor.
Bütün bu nüfus ve güç birikimi Ahi dervişleri tarafından
çok iyi değerlendirilmiş Osmanlı devleti kurulmuştur.
Osmanlı Devletinin bu yapılanması sürerken aynı şekilde
Karesi beyliğinde bir yapılanma mevcuttur ve oldukça benzerdir.
Karesi Beyliği yapısı nasıldı ?
Karesi beyliğindeki kuruluş ve yapılanma çalışmaları da
Nogay tarafından tasarlanmış Pontus step bölgesinden ayrı kuvvetler
gönderilmiştir.
Karesililerin ‘han’ ünvanını kullanması ilginçtir. İlhanlı ve
Altın Ordu ayaktayken hangi Anadolu beyi han ünvanını kullanmaya cesaret
edebilir ?
Karesi, beyliği yöneten aile, gerçekten diğer beyliklerden
farklı bir kökene sahiptir. Altın Ordu ve Nogay Ordusu ile irtibatlıdır.
1298-9’da, Karesi beyliğinin Troad ve Misya’da
(Çanakkale ve Edremit bölgesi) kurulması Osmanlı kuruluşu ile birlikte
değerlendirilmelidir.
Nogay’ın ölümü üzerine, on bin haneden oluşan bir
Türk kavmi 1263’te Sarı Saltuk önderliğinde Anadolu’dan Dobruca’ya geçti .
Karesili yöneticilerin ‘isimlerinin gerçekte
ünvanları olması, Osmanlı kurucusunun ismiyle ilgili yeniden değerlendirilme de
gerektirebilir.
Babaî dervişleri, uçların en uzak noktalarına, bu
arada özellikle ileride Osmanlı toprakları olacak yerlere kaçıp sığınmış
görünmektedirler.
(Ottoman Hetman gibi unvanlar Yönetici Beğ gibi
ünvanlardır. Osman Bey adı ileriki yıllarda verilmiş görünmektedir)
Bütün bu nüfus ve güç birikimi Ahi dervişleri tarafında çok
iyi değerlendirilmiş Osmanlı devleti kurulmuştur.
Ara Cevap: Baba İshak İsyanı ve Ahi Evren olayı
Baba ishak bir İsyanın lideridir Ancak o dönemdeki bütün
yapılanmaların lideri Ahi Evren'dir.
Ahi Evren'in göz ardı edilmesinin sebebi Mevlana tarafından
Nureddin Caca'ya öldürtülmesi ve Mevlana ile Ahilerin çekişmesidir.
Şems-i tebrizinin kimya hatunu öldürerek idam cezası alması
üzerine tutuklanarak idamını sağlayan Ahi Evren ve Alaüddün'dir.
Bu Mevlana aleyhine olan ve Mevlan'nın Moğol casusluğu ve olayların
ortaya çıkmaması için Ahiler geri plana itilmektedir.
Dervişler Kimdir ? Nereye Dayanırlar ?
Selçuklu Sultanı Moğolların desteğinde olması
sebebiyle Türkler 1261'den itibaren direnişe geçtiler kendi beyliklerini
kurdular.
Bizans Çevresinde Altınorda desteğiyle yerleştirilen
yoğun Türk nüfusu ileriki yıllarda Osmanlı devleti olarak sahneye çıktı.
Kısa sürede Bizans'ı avucunun içine aldı ve Rumeliyi
fethetti Bu bir Derviş örgütlenmesidir ve planlı bir çalışmanın neticesidir.
1488 yılın da 2.Beyazıd zamanında Osmanlılara bir
secere ve tarihsel haklılık planlaması yapılarak menakıbname yazdırılmıştır.
Daha sonra tarih olarak okutulan budur ve Ne
Süleyman Şah ve Ne Ertuğrul gazi ve diğer olayların hiç birisi gerçeklere
uymamaktadır.
Gerçek olan daha sonra Osman Gazi adını alan bir
komutanın önderliğinde büyük bir kuvvetin büyük bir devlet haline
getirilmesidir.
Osmanlı devletinin kurulması için gerekli alt yapıyı
sağlayan Nogay'dır Kuran güç ise Sarı Saltuk Edebalı gibi onlarca derviştir.
Bu iki konuyu da inceledim varsayım görünüyor.
Altınorda Nogay tarihi kaynaklara dayalıdır.Nitekim Halil İnalcıkta Nogay'ın
Sarı Saltuk vasıtasıyla 10.00 Çadır ve diğer yığdığı kuvveti tarihsel
gerçeklere uygun buluyor.
Ancak İnalcık Hoca da Bu 10/.000 Çadır ve diğer
nüfusların Gagavuzların oluşması ile açıklıyor bu da doğru değildir.
Halil İnalcık çok iyi bir tarihçi ancak statükoyu
muhafazaya gayret gösteriyor Bunu bana Rahmetli Ercüment Kuran da söylemişti.
İleriki yıllarda Sn Halil İnalcık'ın eserlerini
değerlendirirken özetle bilgilerimin teyiti noktasında değerlendirmeye başladım
Bunlar menakıbname Menaükıbname demek Savaş
sırasında Askerleri eğlendirmek için anlatılan hikaye demektir
Nitekim Prof.Dr Halil İnalcık:
"Aşıkpaşazade'nin menakıbnamesinden tarih uydurulmasını anlamakta zorluk çekiyorum" diyor
Türk Asya
COMMENTS