ASIL DÜŞMAN İÇİMİZDEYMİŞ Rahmetli dedem Mehmet Ali Bey 7 yıl, babamın dayısı Rahmetli Mustafa Efendi 13 Yıl cephe cephe savaşmış insanl...
ASIL DÜŞMAN İÇİMİZDEYMİŞ
Rahmetli
dedem Mehmet Ali Bey 7 yıl, babamın dayısı Rahmetli Mustafa Efendi 13 Yıl cephe
cephe savaşmış insanlardı. İkisi de 90 lı yaşlarda öldüler. Sadece ben değil
tanıdığım çok insan bu kişilere büyük saygı gösterir dizlerinin dibine oturur
Çanakkale İstiklal savaşı hadiselerini birinci elden onların dilinden
dinlerdik. Bize arada bir:
“Oğlum bir adamın kanı bozuksa muhakkak sana ve milletimize zarar verecektir. Dar günde iyi kötü ortaya çıkar. Biz en büyük darbeyi kanı bozuklardan yedik. Onlar Türk milletinin en kara günlerinde hep bize ihanet ettiler.” Derdi.
Nitekim
aynı acı ve çileleri yaşayarak Türk adıyla Tam bağımsız bir devlet kuran
Çanakkale ve Milli Mücadele Kahramanı Aziz Atatürk:
“Bu memleketin harici düşmanlara esir olmasına müsaade etmemek ne kadar lazımsa, aynı zamanda ve onlardan daha fazla bir teyakkuzla (Uyanıklılıkla) dahili düşmanlara, dahildeki muzir (zararlı) adamlara da dikkatle bekçilik yapmak ve onların her hareketlerini gözden kaçırmamak mecburiyetindeyiz.”[1] Diyordu.
Milli
Mücadele döneminde Atatürk’ün dıştaki düşmanlardan ziyade “Dahildeki
muzırlardan” çektiğini görüyoruz.
Zaman
bizi öyle ağır cenderelerden geçirdi ki, ülkeyi ve Türk milletini onun haiz
olduğu tüm değerleri bir bütün olarak
sevmenin bedelini öyle ağır ödetti ki birlikte koştuğumuzu sandığımız
insanlardan en ağır darbeleri yedik.[2] En yakın dostumuz görünen kişilerin bile
içten içe bize kin beslediklerini aslında düşman oldukları şeyin “Türklüğümüz”
olduğunu anladık. Kaşımızın üzerinde gözümüz olduğu yalanını uyduranların
aslında Türk olduğumuz,Türk milletine mensubiyet şuuru ile bağlı olduğumuz için
bize düşman olduklarını anladık. Biz masumane duygularla birlik bütünlük
konferansları verirken, onların sırtımıza hançer vurmak için zaman
kolladıklarını, bir yerlerin adamı olduklarını, gizli – açık, iç ve dış bir
takım mihraklarla iş birliği içerisinde
olduklarını gecikmelide olsa ağır bedeller ödeyerek anladık. Zaman geçtikçe “Kültür
Milliyetçisiyim” diyenlerin, “Önce İslam” diyerek Yüce dinimizi
kendi çıkarlarına alet etme peşinde olanların, aslında gizli ve görevli Türk
milletinin düşmanları olduklarını, hatta yaptıklarını söyledikleri mücadeledeki
riyayı bile gözlerinden anlar olduk.[3]
Bir
kez daha yazıyoruz. Ancak ufak bir ilaveyle
“Türk’ün, Türk milletinin içeride ve dışarıda Türk’ten başka
dostu yoktur. ”
Taner Ünal Ocak 2003
[1] 1923
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt-II, 1952, Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü
Yayını. 132:133
[2] Bu milletin
sahibi aslisi olmanın, sahibi aslisi olan kardeşlerimize sahip olma şuurunu
vermenin, Bu şuuru işleyen, bağımsız ve bağlantısız Türkeli gazetesini
çıkarmanın bedelini çok ağır ödedik.
[3] Bunu sadece
kendim için değil bütün Yörük ve Türkmen kardeşlerim için yazıyorum..
COMMENTS