Toharlar Tohar kabileleri M.Ö. 2-3 binli yıllarda Batı Avrupa'da tarihî yazmalara kaydedilir, binli yıllarda ise Orta A...
Toharlar
Tohar kabileleri M.Ö. 2-3 binli yıllarda Batı Avrupa'da tarihî yazmalara kaydedilir, binli yıllarda ise Orta Asya bölgesinden halk olarak bilinir. Fakat bu Toharlar önce Avrupa'da ondan sonra Asya'da yaşamış demek değildir. Bu, sadece tarihi kaynaklara tesadüfi olarak girip kalmak olurdu. Onlar, malumdur ki, M.Ö. 3 bin yıl önce de, bin yıl önce de şimdi de burada var olmuşlardır.
Grek tarihçisi Ptolimey M.S. II. asırda Tagar (Tohar) isminde halkların Batı Avrupa'da Dakiya yanında yaşayanlar olarak gösterir (Latışev, V.V. 1893, I, Nisan 1,232). Toharlar için bugünkü resmî belgelerde İran dilli diye yazarlar. Niçin? Çünkü Alman âlimleri eski Tohar adındaki halkları İran dilini zorla takarlar. Bu "zorlama" şu şekildedir.
XIX. asır sonunda XX. asır başlarında Sin-hian çöllerinde eski yazmalar bulunur ve onun Batı İran dillerinin birinde yazılmış olduğunu açıklarlar. Yine bu devirde başka bir Alman Türkologu eski Sanskritçe'den tercüme edilmiş Uygurca bir metin bulur ve orada şu yazılıdır: Bu metin Sanskritçe'den Uygurca'ya doğrudan doğruya değil, ancak Tohri adındaki bir dil yardımıyla tercüme edilmiştir. İşte bu habere dayanarak diğer Alman âlimleri orada bulunan İranca yazılar için "Tohri" dilinde yazılmıştır, şeklinde fikir söylemeyi gerekli görürler; ancak, esas Tahirler Sin-hian'dan uzakta, Baktriya'da yaşarlar. Burada ufacık dahi bir bağlantı ve mantık olmasa da Alman âlimleri Tohrileri İran dilli diye ispatlama gereğini duyarlar. Pek çok âlim bu manipülasyona şaşırıp kalsalar da, Alman müellifleri Tohar'a İran dilini yapıştırmaya devam ederler (Krauze V. 41, 44). Burada mantık daha en başında kaybolur. Sanskrit metnini Uygurca'ya tercüme ederken Tohar dilinden faydalanmışlar.
Demek ki, o Uygur diline yakındır. O halde niçin ona eski İran yazmasını yamamalıydı Yani bu tahrifat mühim bir maksatla yapılmış. Toharların çeşitli kaynaklardan alınmış tarihine gelecek olursak, onlar eskiden Orta Asya'daki Sak- Massagitler (Türk dilliler) ile sıkı ilişkidedirler. Kaşgarlı Mahmut da Tagar ~ Toharların Türk olduklarını söyler. Sovyet devrindeki araştırmacılar da Tohar'ın izinin Özbek ve Kazaklara ait yer ve kavim adlarında gizlendiğini ispat eder (Tolstova L.S. 1978, 10).
Bütün kaynaklar Toharların Özbeklerin oluşmasında aktif rol aldığı şeklinde bilgi verirler. Bundan sonra Toharlar yok olurlar, "Türkleşirler"; yani güya Türk dilinin benimsenmesi kolaydır. Bunlar masaldır. Doğu Avrupa'dan Orta Asya’ya kadar olan yerlerde yaşayan sözde İran dilli olan Toharların böyle ansızın Türkleşip yok olması mümkün değildir.
Onlar hiç şüphesiz daha baştan Türktürler ve onların kavim adları da Türkçe'dir: Toh~tag~dag "dağ" veya "orman" er~ar "insanlar". Taharlar ~ Tagarlar daha MÖ. devrelerde Tevrat'a Türkler olarak girmişlerdir. Tevrat'ta şöyle zikredilmiştir: Yafes'in oğlu Gomer'den üç çocuk olur: Askenaz, Rifat ve Togarma (10. bölüm). O çağdan bugüne kadar Yahudiler Türklere Togar ~ Togarma derler. Bu örnek Türklerin Avrupa taraf- larında daha MÖ'de de yaşadığını açık bir şekilde gösterir. Tavr da Tagar~Tohar kavim adının başka bir ağızdaki şeklidir bu, Taver sözünün değiştirilmiş bir varyantıdır.
Tavrları biz Kimmerler ve Skifler (İskitler) arasında görürüz, onlar Kafkas ve Kısım dağlarında yaşarlar. Kırım'ın ikinci ismi Tavriya da buradan gelir. Bunlar şimdiki Kırım Tatarlarının ilk şekillerini teşkil eder. Tavriya esas Skifya'yı teşkil eder, burası, Tuna boğazında, Kerç boğazına kadar uyanır (Herodot IV, 99). Tavralar Skif konfederasyonuna dahildir. Skifler, Farsi-İran halklarının Dara liderliğindeki baskınlarına karşı koymak için, çeşitli Skif halklarının hükümdarlarını toplamak durumundadır. Buraya, Tavr, Ağadır, Nevr, Androfag, Melanhler, Gelon, Budin ve Savromat'ların hükümdarları gelir (IV. 102). Şayet bunlar İran dilli olsalarmış İran- Farslara karşı mücedele etmezler ve İran-Farslıların kendileri de bunlara karşı saldırmazlardı. Az önce saydığımız halkların kavim adları Türkçe'dir ve onların kendileri de Türktür, diyebiliriz.
Hepsi : http://goo.gl/6TnFJJ
Resim : Kâfir Kale, Duşanbe, Tacikistan http://goo.gl/hfqR1P
Tohar kabileleri M.Ö. 2-3 binli yıllarda Batı Avrupa'da tarihî yazmalara kaydedilir, binli yıllarda ise Orta Asya bölgesinden halk olarak bilinir. Fakat bu Toharlar önce Avrupa'da ondan sonra Asya'da yaşamış demek değildir. Bu, sadece tarihi kaynaklara tesadüfi olarak girip kalmak olurdu. Onlar, malumdur ki, M.Ö. 3 bin yıl önce de, bin yıl önce de şimdi de burada var olmuşlardır.
Grek tarihçisi Ptolimey M.S. II. asırda Tagar (Tohar) isminde halkların Batı Avrupa'da Dakiya yanında yaşayanlar olarak gösterir (Latışev, V.V. 1893, I, Nisan 1,232). Toharlar için bugünkü resmî belgelerde İran dilli diye yazarlar. Niçin? Çünkü Alman âlimleri eski Tohar adındaki halkları İran dilini zorla takarlar. Bu "zorlama" şu şekildedir.
XIX. asır sonunda XX. asır başlarında Sin-hian çöllerinde eski yazmalar bulunur ve onun Batı İran dillerinin birinde yazılmış olduğunu açıklarlar. Yine bu devirde başka bir Alman Türkologu eski Sanskritçe'den tercüme edilmiş Uygurca bir metin bulur ve orada şu yazılıdır: Bu metin Sanskritçe'den Uygurca'ya doğrudan doğruya değil, ancak Tohri adındaki bir dil yardımıyla tercüme edilmiştir. İşte bu habere dayanarak diğer Alman âlimleri orada bulunan İranca yazılar için "Tohri" dilinde yazılmıştır, şeklinde fikir söylemeyi gerekli görürler; ancak, esas Tahirler Sin-hian'dan uzakta, Baktriya'da yaşarlar. Burada ufacık dahi bir bağlantı ve mantık olmasa da Alman âlimleri Tohrileri İran dilli diye ispatlama gereğini duyarlar. Pek çok âlim bu manipülasyona şaşırıp kalsalar da, Alman müellifleri Tohar'a İran dilini yapıştırmaya devam ederler (Krauze V. 41, 44). Burada mantık daha en başında kaybolur. Sanskrit metnini Uygurca'ya tercüme ederken Tohar dilinden faydalanmışlar.
Demek ki, o Uygur diline yakındır. O halde niçin ona eski İran yazmasını yamamalıydı Yani bu tahrifat mühim bir maksatla yapılmış. Toharların çeşitli kaynaklardan alınmış tarihine gelecek olursak, onlar eskiden Orta Asya'daki Sak- Massagitler (Türk dilliler) ile sıkı ilişkidedirler. Kaşgarlı Mahmut da Tagar ~ Toharların Türk olduklarını söyler. Sovyet devrindeki araştırmacılar da Tohar'ın izinin Özbek ve Kazaklara ait yer ve kavim adlarında gizlendiğini ispat eder (Tolstova L.S. 1978, 10).
Bütün kaynaklar Toharların Özbeklerin oluşmasında aktif rol aldığı şeklinde bilgi verirler. Bundan sonra Toharlar yok olurlar, "Türkleşirler"; yani güya Türk dilinin benimsenmesi kolaydır. Bunlar masaldır. Doğu Avrupa'dan Orta Asya’ya kadar olan yerlerde yaşayan sözde İran dilli olan Toharların böyle ansızın Türkleşip yok olması mümkün değildir.
Onlar hiç şüphesiz daha baştan Türktürler ve onların kavim adları da Türkçe'dir: Toh~tag~dag "dağ" veya "orman" er~ar "insanlar". Taharlar ~ Tagarlar daha MÖ. devrelerde Tevrat'a Türkler olarak girmişlerdir. Tevrat'ta şöyle zikredilmiştir: Yafes'in oğlu Gomer'den üç çocuk olur: Askenaz, Rifat ve Togarma (10. bölüm). O çağdan bugüne kadar Yahudiler Türklere Togar ~ Togarma derler. Bu örnek Türklerin Avrupa taraf- larında daha MÖ'de de yaşadığını açık bir şekilde gösterir. Tavr da Tagar~Tohar kavim adının başka bir ağızdaki şeklidir bu, Taver sözünün değiştirilmiş bir varyantıdır.
Tavrları biz Kimmerler ve Skifler (İskitler) arasında görürüz, onlar Kafkas ve Kısım dağlarında yaşarlar. Kırım'ın ikinci ismi Tavriya da buradan gelir. Bunlar şimdiki Kırım Tatarlarının ilk şekillerini teşkil eder. Tavriya esas Skifya'yı teşkil eder, burası, Tuna boğazında, Kerç boğazına kadar uyanır (Herodot IV, 99). Tavralar Skif konfederasyonuna dahildir. Skifler, Farsi-İran halklarının Dara liderliğindeki baskınlarına karşı koymak için, çeşitli Skif halklarının hükümdarlarını toplamak durumundadır. Buraya, Tavr, Ağadır, Nevr, Androfag, Melanhler, Gelon, Budin ve Savromat'ların hükümdarları gelir (IV. 102). Şayet bunlar İran dilli olsalarmış İran- Farslara karşı mücedele etmezler ve İran-Farslıların kendileri de bunlara karşı saldırmazlardı. Az önce saydığımız halkların kavim adları Türkçe'dir ve onların kendileri de Türktür, diyebiliriz.
Hepsi : http://goo.gl/6TnFJJ
Resim : Kâfir Kale, Duşanbe, Tacikistan http://goo.gl/hfqR1P
COMMENTS