Prof. Dr. Erich Feigl'ın ERMENİ MİTOMANYASI kitabından Son yıllarda Doğu Anadolu’da sayısız kaya resimlerinin ses getiren ...
Prof. Dr. Erich Feigl'ın
ERMENİ MİTOMANYASI kitabından
Son yıllarda Doğu Anadolu’da sayısız kaya resimlerinin ses getiren keşifleri bütün dikkatleri birden, bu bölgenin erken gelişme anlayışı üzerine çekmiştir. Tanrıların, tapınanların, hayvan ve avcıların resimleri 15.000 sene öncesine kadar gidiyordu.
Doğu Anadolu’daki kaya resimleri esasen dört bölgede bulundu: Malatya – Adıyaman çevresi, Kars yakınları, Van çevresi ve Hakkari dağları. Türk Tarih Kurumu üyesi Dr. Oktay Belli, Van bölgesinde, M.Ö. 15.000 ile 7.000 yılları arasında yapılan kaya resimleri keşfetti. Yedisalkım bölgesinde, Hakkari’nin dağlarında, vadi zeminin çok yukarılarındaki mağaralarda da tarihöncesi tanrı resimleri vardır. Bu sanat eserlerini yaratan insanlara baktığımızda, çok belirgin işaretler olduğunu görürüz. Benzer kaya resimleri, Doğu Azerbaycan’da, Gobustan’da, Altay bölgesinde ve Sibirya’da da bulunmuştur. Bu kaya resimlerinin yoğunluğu, bunların hiç şüphesiz Ön Türk kökenli olduğunu göstermektedir . Bu çizimleri yapan insanlar, erken göçmen veya yarı göçmen Türk kabilelerine mensuptu. Benzer bir sonuca, (Hakkari) Gevaruk Vadisi’ndeki ve Tirşin Platosu’ndaki stilize çizimlerden varılabilir. Gevaruk ve Tirşin’deki kaya resimleri özellikle önemlidir, çünkü Erzurum yakınlarındaki Cunni mağarasındaki ve Aizani (Çavdarhisar, Kütahya)’daki Zeus tapınağının taş bloklarındaki çizim ve sembollerle büyük benzerlikler gösterirler. Bunlar, bölgedeki antik Türk klanlar tarafından yapılmıştır. Son keşifler göstermektedir ki, tarih öncesi zamanlarda, Doğu Anadolu ile Azerbaycan, Sibirya stepleri ve Türklerin ilk anavatanı olan Altay dağlarının sanatsal ve kültürel merkezi arasında bir bağlantı vardır. Tarih öncesi günlerden, modern zamana kadar, göçmen ve yarı göçmen Türk ve ÖnTürk kabileleri, İç Asya ve Anadolu arasında canlı bir bağ oluşturmuştur.
Asya, yurtların yurdudur. “Yurt” kelimesi Türkçe’de hem “çadır” ve “ev” hem de “vatan” anlamına gelir. Yurtlara benzeyen arı kovanlarına Anadolu’da rastlanabilir. Urartuların atası olan ve krallıklarını Kafkasya, Urmiye Gölü ve Malatya-Elazığ civarı arasındaki bölgede kuran Hurrianların bir eseridir. Bu kültürel bölgeye birçok isim verilmiştir. Bunlardan bazıları “Kura-Aras Kültürü” ve “Karaz Kültürü”dür. Bu kültürün yaratıcıları ve geliştirenleri, Türkçe’nin de üyesi olduğu Ural-Altay dil ailesine ait bir dil konuşuyorlardı. Erken Hurri kültürü, Hurri kültürüyle birlikte, onlardan sonra gelen Urartu krallığını ortaya çıkardı. Hurrian kültürünün karakteristik bir özelliği, yarı göçmen Hurrianların yuvarlak çadırlarına benzeyen evleridir. Hurrian tipi bu yuvarlak evlerine, hâlâ Urfa ve Harran bölgesinde rastlanır. Daha sonraki, Osmanlı dönemindeki kubbeli yapılar, yurt ve arı kovanının gelişmiş halidir. Büyük kubbelerin yapımı için teknikler geliştirenler Yunanlılar ve Romalılardı ama Osmanlıların bu tekniklere adapte ettiği şevk, hiç şüphesiz, Türklerin antik yuvarlak ve çadır tercihleriyle bağlantılıdır
Foto : Van Yedi Salkım Köyü Kızların Mağarasında Ön Türk Damgaları
Türk Asya
COMMENTS